düet


(foto: ntvmsnbc)

son dönemde, üretkenliği azalan pop müziğin [popüler arabesk, popüler rock, popüler sanat müziğini kapsayan] yeni çıkış yolu: alakasız iki öğeyi yanyana getirmek. ntv de yılbaşı programının büyük bir bölümünü bu konsept oluşturuyor. [tabi ki diğer kanallarda olan insanın için karartacak kadar renkli yılbaşı programlarına nazaran daha iyi]

ama bu konsept bana çok eklektik geliyor ki zaten eklektisizmin de yaptığı budur. farklı sanat dallarını birleştirip, ortaya yenice bir şey sunmak.

yani, sertap erener ile son dönem entelijansiyesinin pek beğendiği kibariye ile düet yapması bana hiçbir şey ifade etmiyor. hatta tek başına bağırarak çığırarak okumaları [sanırsam ikisinin de güçlü sesi bundan kaynaklanıyor], ikisinin aynı anda okumasından daha iyi geliyor.

ayrıca keşke kendisiyle düet yapan ferhat göçer'i de çıkarsalarmış. vakt-i zamanında uludağ sözlük'te de yazmıştım. hem yeni bir yıla, bir ekranda iki ferhat göçer ile girmek; yeni yıla dair bütün umutların kaybolması demektir. böylelikle hiçkimse kendini kandırmamış olur.

[http://www.uludagsozluk.com/e/3632058/] İyice Oku

kings of leon


bir önceki posttaki şarkıyı söyleyen adamlar bunlar. bizim mahalleye girseler sırf şu tiplerinden dolayı dayak yerler ama muazzam da şarkı yapmışlar. helal olsun.


baktıkça sinirleniyorum. İyice Oku

milk - kings of leon

yorumsuz... dinliyoruz:




lan manyak mıyım, fıstık gibi blog yapmışım, uğur dündar gibi "yorumsuz" deyip, sığlığımı ortaya vurmayacak mıyım? yook arkadaş. yüzeysellikse yüzeysellik.

bu şarkı ile yorumum ancak şu olabilir: allah böyle şarkı yapanın eline koluna zeval vermesin. yedi cihanda mesut etsin. kings of leon'un evlatlarına acısın.

evet.

not: ya ben geçen gün, blogun dizaynıyla oynadım. anlaşılan ebesini skmişim caaanım sitenin. yakın zamanda büyük bir değişim yaşanacak. görüyorum. İyice Oku

Yaratanın Yolları Üzerine

Yalnızlığa çekilmek ister misin kardeşim? Kendine giden yolu aramak ister misin? Biraz daha dur ve beni dinle.
“Arayan, kolaylıkla kaybolur. Her türlü yalnızlaşma suçtur” – böyle konuşur sürü.
Sürünün sesi senin içinde de çınlayacak hâlâ. Ve, “Artık sizinle aynı vicdanı paylaşmıyorum,” desen bile, bir yakınma ve bir sancı olacak bu.
Bak, tam da bu vicdan bir sancı doğurdu; ve bu vicdanın son pırıltısı hâlâ ışıldıyor senin kederinde.
İyice Oku

saw


testere 6'yı izledim. diğer beşine nazaran, sebep- sonuç ilişkisi çok iyi kurlmuş bir film. ilk beşini izlediyseniz dizayn edilen sistemlerin acımasızlığı artık sizi şaşırtmıyor.

televizyondaki dexter gibi seri katillere özenip cinayet işleyen tipleri samimiyetsiz buluyorum. eğer özenilecek bir katil varsa, o da bizimkiler'de rahmetli aykut oray'ın canlandırdığı katildir. vatandaşın hakkını savunan, haksızlığa ve bilimum carta curta gelemeyen biri olarak, halk kahramanıdır.

bir diğer özenilecek bir katil varsa o da kesinlikle saw'dır. ama neden özenilmez? ilk başta olanca alet edaevatı almak için para; 40 hamle sonrasındaki ihtimalleri görmek ve bunlar gözeterek hatasız bir sistem tasarlamak için kafa; ve en önemlisi oraya hak edenleri getirmek için de taş gibi bir yüreğin yanında vicdan gerekir. ama siz dümdüz cinayet işliyorsunuz ergenler. olmaz. öyle olmaz. indir o meyve pıçağını.

hani birileri çıksa, işçileri karın tokluğuna, yol-yemek parası bile vermeden maden ocağına ölüme gönderenleri öyle bir sisteme koysa fena mı olur? hiç bilmiyorum. "insan hayatı kutsaldır, o yüzden ne diyorsun?" diyenler çıkacaktır, haklılar. işte de tam da bu yüzden istiyorum. İyice Oku

neşeli hayat


bugün, derse yarım saat erken gelmiştim. sınıfta tek başıma oturmuş, bilgisayar ile uğraşıyordum. sınıfa, katın hizmetlisi geldi. hangi hocanın dersi olduğunu sordu. metin hocanın dedim. sınıftaki çöp, tahta temizliği vs. gibi rutin işlerini halletti ve çıkarken "metin hoca da eyi adamdır ha. di mi?" dedi, cevabı beklemeden çıktı gitti. garip bir histi. akademik hayatın figuranı olan bir adamın, hani hiç düşüncesi olmayacak gibi bir adamın düşüncesini izlemiştim o 1 dakika boyunca.

bugün yaşadığım bu olayı, işte bu filme benzettim.

vizontele, vizontele tuba ve organize işler'de; özel bir mekan, zaman ve karakterleri izlemiştik. ve ortalamanın üstünde keyif almıştım bu filmlerden. bilhassa her yıl türyene maskeli beşler ebesinin hörekesinde, hababam sınıfı kemikler sızlıyor vs. gibi güldürme iddiası olan filmerin sayıca çokluğu bile, bu filmleri değerli hale getiriyor. yani diğer filmlerle olan kontrasttan ötürü daha da güzel geliyor.

bu sefer, neşeli hayat bir nevi toplumsal gerçekçilik denemesi olmuş. senaryosu sıradan insanların sıradan hayatlarına değinen filmleri izlemeyi severim. fakat, iyi kurgulanamadığında izleyiciyi sıkması an meselesi olan bu türde, yılmaz erdoğan açıkçası çokça başarılı olmuş.

son zamanlarda izlediğim en iyi türkiye sineması filmi. İyice Oku

Rehber

Yazarın öyküleri yazmadan önce haplandığını, ot çektiğini düşündürtecek kadar absürd bölümlerden birini paylaşmak istiyorum:
"Galaksinin en berbat 2. şari Osuruklu Grunthos'un, şiiri "Yaz ortasında bir sabah koltukaltımda bulduğum küçük yeşil macun yumrusuna kaside" yi okuduğu esnada 4 kişi iç kanamadan ölmüştür."
Bu tarz ayrıntılarla, tıpkı bir mizah dergisi gibi ağızdolusu bir "hasiktir" dedirtip kahkaha attıran bir kitap. Aslında radyo programı olarak başlayıp, çok ilgi gördüğü için kitap haline getirilmiş 5 ayrı otostopçu kitabının bir araya toplanmışı.
Bilim kurgu. Çok komik ama zaman kaybı değil. Bilakis hayal bile etmediğiniz canlılar, makineler, olaylarla karşılaşacaksınız. Bilinmeyen evren hakkında hayal kurmak isteyen, en azından hayatında bir kez Uzaylı Zekiye izlemiş herkese tavsiye ediyorum.
Galatasaraylıların çok hoşuna gidecek süpriz bir dipnot sebebiyle de bu kitaba bir kat daha fazla ısınmış olabilirim. Editöre en içten dileklerimle selam ediyorum.
"Keşke hiç bitmese" dediğimden olacak henüz bitiremedim. Bahanem bu. Siz de alın, okuyun efendim. Fakat kitabın henüz başında Dünya havaya uçacak.
Paniğe kapılmayın...
İyice Oku

fleet foxes


fotoğrafta elektriksiz kalmış evde kalan öğrenciler gibi çıkan fleet floxes (en arkadaki adamda mühendislik fakültesindeki 8. yılını okuyan öğrencinin tecrübesi ve yılgınlığı var), aksi sözlük'teki radyoyu dinleyenler için yabancı gelmeyecektir. your protector şarkısını koymuştum vakti zamanında. ama aşağıdaki şarkıları da dinlemeye değer.



öyle djler gibi "müthiş soundları ile sansasyonel bir çıkış yakaladılar" falan demeyeceğim. ki çıkış falan yaptıkları yok. hala az bilinen bir grup olduğu için, ortamlarda iş çıkarabilirsiniz diye düşünüyorum.

şarkılarını dinlediğimde, bir kış günü griliğine pencereden bakıyormuşum gibi hissediyorum diyeceğim ama böyle betimleme yapan arkadaşlarımla birer birer ilişkimi kestiğim için demiyorum. herkeste uyandırdığı his farklıdır bir şarkının. müziklerindeki dinginlikten mi yoksa çektikleri kliplerdeki karanlıktan mı anlamadım ama bir şekilde kış ve yol hissiyatı var.

müzikteki bu tür oyunlar, kurnaz adamın işidir. böyle duygusal gibi ama bir yandan da umut veren tarzda, ne şiş yansın ne kebapçı kişilerin işidir. olsun ama seviyorum bu kurnazları.

İyice Oku