Ben bilmem beyin bilir

Elimde bir kadeh Bordeaux şarabı eşliğinde terasımndan dolunayı izliyorum. Tatlı bir meltem eşlik ediyor Ludwig Van Beethoven'ın eşsiz allegretto 7. semfonisine. Kreşendoyla birlikte benim de duygularım şahlanıyor. Adeta oturduğum binanın temellerini sarsarak hatıralar canlanıyor birer birer... Zorluklar içerisindeki günlerim geliyor aklıma...

Yukarıdaki satırların Kenan Işık'ın seslendirmesiyle okunması gerekmekte. Geçenlerde bir arkadaşımın gaflet ve delalet ve hatta ben her ne kadar inanmak istemesem de hıyanet içerisinde olması muhtemel, para vererek almış olduğu Ertuğrul Özkök - Aryalar gibi bir siidiisinden buna benzer cümleleri duyuyorum. Kaybettiği efsanevi moleskin (meşhurmuş, kirpi derisiymiş vs) defterlerden bahsediyor. Zürafa vurmaktan bahsediyor. Bunları imge olarak kullanıyor, göndermeler yapıyor, duygu, his gırla...

Dinledikçe dinledikçe iyice bir sinir geldi. O sinirle birlikte anılarım canlandı benim de her ne kadar terasta elimde şarabım olmasa da...

Vakti zamanında Leman dergisinde yer etmiş olan -ki hala olabilir emin değilim- Bezgin Bekir serisinin bir bölümüydü. Şöyle ki;

Bekir'in aktivist zamanlarından bir arkadaşı gelmiş. Figür o zamanın yelekli takım elbiseli, göbekli, ağzı purolu, büyük yüzüklü, kel patron tiplemesi. Bekir her zamanki koltuğunda sessiz ve hareketsiz oturmakta. Abi anlatıyor, coşuyor, anlattıkça anlatıyor, onu sömürdüm böyle zengin oldum s.ktim suladım vs. Bekir hep sessiz müthiş bir kreşendoyla noktayı koyana kadar; "62'den tavşan yapıldığını bilirdim ama 68'den or... ço.... yapıldığını sende gördüm"

Demem o ki; Terminator Salvation olmamış. Terminator II iyiydi, keşke orda bıraksaydınız.

Bilene, anlayana not : Yazdım ulan, memnun musun ha? Memnun musun??? Artık kovsan da gitmem...

Share this post!

Bookmark and Share

0 pipo: